Herkese merhaba!
Geçtiğimiz eylül ayında arkadaş grubumuzla ziyaret ettiğimiz Kapadokya ile ilgili detayları sonunda sizlerle paylaşma şansı buluyorum. Kapadokya’ya mutlaka her sene giden bir kişi olarak her sene yeniden aşık olduğumu söyleyebilirim. Kapadokya’yı ilk görüşünüzde diliniz tutulur! Çünkü daha önce hiç görmediğiniz ve aklınıza bile getiremeyeceğiniz büyülü bir coğrafya’ya sahiptir.

Kapadokya, (Pers dilinde “Güzel Atlar Ülkesi” anlamına gelir). Bölge 60 milyon yıl önce; Erciyes, Hasandağı ve Güllüdağ’ın püskürttüğü lav ve küllerin oluşturduğu yumuşak tabakaların milyonlarca yıl boyunca yağmur ve rüzgar tarafından aşındırılmasıyla ortaya çıkmıştır. Kapadokya bölgesi, doğa ve tarihin bütünleştiği bir yerdir. Coğrafi olaylar Peribacaları’nı oluştururken, tarihi süreçte, insanlar da bu peribacalarının içlerine ev, kilise oymuş, bunları fresklerle süsleyerek, binlerce yıllık medeniyetlerin izlerini günümüze taşımıştır. İnsan yerleşimlerinin Paleolitik döneme kadar uzandığı Kapadokya’nın yazılı tarihi Hititlerle başlar. Tarih boyunca ticaret kolonilerini barındıran ve ülkeler arasında ticari ve sosyal bir köprü kuran Kapadokya, İpek Yolu’nun da önemli kavşaklarından biridir. Tarih bilgimizi de verdiğimize göre artık dilerseniz Kapadokya’da gezdiğimiz yerlere hep beraber bakalım. 🙂





